Sepetiniz şu anda boş!
Osmanlı döneminde İstanbul’u bir anda saran ve ancak birkaç seçilmiş kişiye bulaşmayan gizemli bir hastalık, herkesin birbirinden kuşkulandığı bir toplum, bir depremle kaderi değişen bir çocuk, vesveseli kişiliğiyle kendi kabuğuna çekilen bir Sultan, saray müzevirleri, Hayat Ağacı’ndan beslenmiş, kelimelerin sırrına ermiş bir kız. Leyla aşkın, arayışın ve geçmişin izlerini süren etkileyici bir hikaye. Okurunu İstanbul’un geçmiş dönemlerinde, nostaljik sokaklarında dolaştırırken ana karakteri Leyla’nın içsel yolculuğuna ortak ediyor. Leyla, yıllardır içinde sakladığı sırlarla yüzleşirken kendini yeniden keşfetmeye başlıyor. Bu yolculuk, hayatın kırılganlığına ve sevginin iyileştirici gücüne dair derin izler bırakıyor. Yazgan’ın zarif anlatımı ve güçlü karakter betimlemeleri, okuru ilk sayfadan itibaren içine çekiyor.
“Salgın, Perizat çocukken, Sultan’ın tahta çıkışından bir süre sonra başlamıştı. Önceleri salgının geldiğini kimse fark edemedi. Sonralarıysa hastalıktan etkilenmeyen pek az kişi kaldığından artık çok geçti. Ama bu geç kalışın verdiği zarar tedaviye geç kalıştan değil, hastalığın bulaşmadığı kişilerin hastalara hasta olduklarını anlatamamasıyla ilgiliydi. Salgının Sultan’dan tebaasına mı yoksa tebaasından mı Sultan’a bulaştığıysa hiç anlaşılamadı.”
Kitabın tamamını okumak için Üye Ol. Bu kitabın basılı kopyasını da satın alabilirsin.