Şemsi Efendi, genç yaşından itibaren öğrenmeye meraklı bir çocuktur. Okula gitmeden önce bile, her fırsatta okuma ve yazma isteğiyle yanıp tutuşur. Sorar, öğrenir. Ailesi fakirdir, Şemsi gerekli araçlara sahip olamaz, ancak yaratıcı zekası, en zor koşullarda bile bir çözüm bulur. Birçok kez mürekkep bile bulamaz ama bu durumda, ocaktan çıkan kurumu suyla karıştırarak, kaba kağıtlara yazı yazmak için bir kargı parçasını eğip büker ve kabir taşları üzerinden harf öğrenir. Bu çabalarının sonucunda, Rüştiye’den başarıyla mezun olur.

“Çok çeşitli kaynaklara ulaşmaya çalıştık. Arşivlerde, mezarlıklarda ve soyağaçlarında yılmadan yorulmadan araştırmalar yaptık. Hatta en geniş arşiv olan beyinlere başvurduk. Bizden önceki araştırmacıların çalışmalarını, karşılaştırmalı olarak defalarca okuduk. Ulaşabildiğimiz duyum, bilgi, bulgu ve her biri tarihi bir belge niteliğindeki fotoğrafları, en yalın biçimde sözlerle paylaşmak istedik. Çalışmamız, Büyük Atatürk’e  duyduğumuz sevgi ve özlemin küçük bir ifadesi diye düşünülebilir. İki binli yıllarda O’nu, O’nun ilke ve devrimlerini gerçekten anlayan, özümleyen evlatları olabilirsek ne mutlu bize…”

Kitabın tamamını okumak için Üye Ol.